Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Mart 2012 Cuma

Kulaklarımda Rüzgar



...ve şehirde onca yıldan sonra, onca karanlıktan, fakir mahallelerde sessizce uyuyan terkedilmişlik gibi soğuklardan sonra güneşin altında yürüyorum. İstasyon geride kaldı. Çantamı bıraktım bir vagonda. Bırakıp giden trenin notasında, dumanlara bürünmüş bırakıp gitmelerde tek başıma, ölçülü adımlarla yürüdüm. Şarkılar geliyor kulağıma. Dans ediyorlar. Rüzgar şarkı mı söylüyor, yoksa tarlalara giden yoldan mı geliyor sesler çıkaramıyorum. Güçlü bir savaşçı gibi dimdik başım. Yaralarım gizli derinlerde, anılarımı bir madalya gibi taşıyorum göğsümde. Tek kişilik bir bandoyum şimdi, ölçülü adımlarla yürüyorum tepelerde. Evime dönüyorum.

Kulaklarımda rüzgarın şarkısı, yıllar önceki bir günün anılarıyla yürüyorum. Aylardan Mayıs, sabahın erken saatleri, bahar. Bir ay önce bir mektup geldi. Ben denize doğru oturmuş, gri bulutları seyrederken, ellerimin altından rüzgar kaçıp giderken evime dönmeye karar verdim. “Gözlerinden öperim...” diyordu mektubunda. Yıllar önce genç bir kadın beni öpmeye gözlerimden başlamıştı. Gözleri gözlerimde öylece durup, bir an soluksuz bana baktığını hatırlıyorum. Şimdi tepelerde tek kişilik bir bando gibi yürüyorum.

 Yitip giden yılları geri getirmenin bir yolu olsaydı evime giden tepeler kadar yüksek olurdu pişmanlıklarım. Ama biliyorum, onca yıldan sonra yaşlanıp, ancak daha geç bir yaşın bilgeliğinde biliyorum, evime giden yol o tepelerden geçiyor. Aylardan Mayıs, sabahın erken saatleri, bahar. Tepelerin üzerinde tek kişilik bir bando gibi yürüyorum. Tarlalarda sevdiğim kadın için geldim. Televizyonda değil onun gözlerinde gördüğüm dünya için geri döndüm şimdi. 

Onca yıldan sonra, gelip alsam seni, yaşanmamış günlerimiz için aceleci bir aşkla sevsem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder