Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Mart 2012 Cumartesi

Çığlık Çığlığa...

Eğer uzun bir yol yürüyorsan çökersin bazen dizlerinin üzerine; yorulursun menzile varmadan. Önünde daha gidilecek onca yol varken sen iki dizin üzerinde...  Yumruk yemiş bir boksör gibi,  hayat sana karşı sayan bir hakem gibi ve sen gözlerini kapatıp nakavt olmayı bekler gibi...

Yol uzunsa ve bilinmiyorsa ne kadar kaldığı, daha çabalamayla geçecek kaç gün olduğu, çökersin olduğun yere yorulup. Çökmek sorun değil. Yumruğu yeyince devrilmek sorun değil, ona gelmeden yeniden ayağa kalkmak sorun. Gözlerin kapalı ve açılmıyorken, sen hayatın karşısında iki dizinin üstüne çökmüşken, bilmiyorken daha ne kadar dayak yiyeceğini ve kimbilir belki yığılıp yıldızları saymak bu kadar kolayken, yeniden ayağa kalkmak sorun.

Sorun yolu yarılamışken gidecek yerinin kalmaması, uğruna dövüştüklerinin seni terk etmesi, yumruğu atanın sevdiklerin olması. O zaman çökersin dizlerinin üzerine, sırtında dünyanın yükünü taşıyan Atlas gibi.

Haydi kalk, hakem on demeden doğrul, yeni adımlar at ileri doğru. Gideceğin bir yer var. Bu kadar yumruk yemişken, yolda hiç olmazsa hedefe ulaşmaya çabala.

Topla kendini bir ağaç gibi ayakta öl, ringin ortasında çığlık çığlığa!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder